11 Ekim 2012 Perşembe

Kaderi

Aşk bir bardağa benzer
Önce portatif hale getirirsin
Her yerde götürebilesin diye
Sonra boş kalmasın istersin
Doldurmaya başlarsın içini
Dökülürse de içindekiler
Yine bardağa kızarsın
Ama her bardağın kaderi
Sonunda küllük olmaktır

19 Eylül 2012 Çarşamba

Zafer

Zafer nasıl bir şeydir
Bir duygu mu hissedilebilen
Yoksa bir tat mı ağzında kalan
Zafer nasıl bir şeydir
Sondaki nokta mıdır
Yoksa tam başlanan yerde midir
Zafer nasıl bir şeydir
Nasıl bir lanettir insanın üzerinde ki
O insanı bir boşluğa iter
Ve kahrolasıca insan
Zaferi sever ve delice ister
Nedeni bir şeyleri başarmış olmak değil
Zaferden sonra sahip olacağı
Tembellik lüksüdür

Vazgeçmiyor

İnsan sevmiyor hayal kırıklıklarını
Elleri boş dönmeyi sevmiyor insan
Cepleri de, akılları da doyuramıyor
Sonunda hayallerinden vazgeçiyor 
Yalnız uyumayı sevmiyor insan
Kalbinin dolu oluşu yetemiyor
İnsan uyumaktan vazgeçiyor
Aldatılmayı sevmiyor insan
Doğruları yapmış olmak yetemiyor
Güvenmekten vazgeçiyor
Ve en fecisi
İnsan sevmediği o kadar şeyi yaşıyor ki
Sevmekten vazgeçiyor

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Aşk

Denize düşersen
Yılana sarılırsın
Yılana sarılırsan
Çaresizliğini fark edersin
Çaresizliğini fark edersen
Mutsuz olursun
Mutsuz olursan
Umudun kaybolur
Umudun kaybolursa
Beklentin kalmaz hayattan
Beklentin kalmazsa hayattan
Yaşamaya devam etmeye çalışmazsın
Yaşamaya devam etmeye çalışmazsan
Ölümden korkmamaya başlarsın
Ölümden korkmamaya başlarsan
Ne kaybedecek bir şeyin olur ne de kazanacak hayatta
Peki ya,
Yılanın orada olduğunu bile bile
Ve ona sarılacağına dair mecburiyetin farkında iken
Denize neden atlar insan?

17 Ağustos 2012 Cuma

Gölge

Öyle bir bulut olacak ki
Akıllarınızın üzerinde
Bırakacaksınız görmeyi
Unutacaksınız sevmeyi
Sanacaksınız ki kalbinizdeki gölge
Akıllarınızın üzerindeki buluttan
Belki bir gün anlarsınız
Kalbinize gölge yapan
Bulutlar değil,akıllarınız

9 Temmuz 2012 Pazartesi

''Tırnak''

İlaç gibi gelir hayatın kendisi
Sorunu göstermez
Cevabı verir sadece
Cevap gibi gelir ilacın kendisi
Soruyu göstermez
Tedavi verir sadece
Tedavi gibi gelir hayat
Ölmeyi göstermez
Yaşamayı verir sadece
İlaç gibidir hayat
Reçetenin üzerinde yazan, ''reçete'' gibi

Bal

Yıllarca aynada gördüğün
Kahverengi gözlerinin
Aslında bal rengi olduğunu
Farketmendir aşk
İstediğine inandığın
İnandığını istediğin
Ve tek kötü tarafı aşkın
Gözlerinin tekrar
Kahverengi oluşudur
Her şeyin bittiği anda

Yoksa?

Bu nasıl bir yalnızlık
Ağlayacak kimse yok
Uğruna ve arkasından
Yazılacak kimse yok
Birileri ve hatıraları için
Yatabilecek kadar boş hayat
Yatağa ve mezara
Asıl yalnızlık neymiş şair
O kadının ardından ağlamak mı,
Yoksa o kadını bile bulamamak mı?

Yapıyorlar

Şans arıyor gibi gözlerim
Fırsat kolluyorlar
Vazgeçmeden,
Vazgeçmemek için
İnatçılar ve sabırsız
Ancak onları kırpınca anlıyorum
Hatıralar bile isterken gitmek
Zor oluyormuş
Kalabilmeyi düşünmek
Ve artık gözlerim
İleriye bakamıyorlar
Sadece hayatın pisliğini
Temizlemek için,
Yaşlar barındırıyorlar

Yazan Yazarlar

Konuşamayan insan
Şarkı söyler başkasına
Düşünemeyen insan
Susar başkasına
Unutamayan insan
Ağlar başkasına
Ancak emin olan insan
Yazar...

Bağdaştırıcı

Ölmenin kötü tarafı
Arkasının bilinmemesidir
İnsan,sonunu bilmediği yola
İstemez girmek
O yüzdendir ölüme duyulan nefret
Ama asıl nedeni
Ölümün istenmemesinin
Yaşamanın bitecek olmasıdır
Ölmenin ölümle olan bağlantısı değil
Ölümün yaşamla olan bağlantısıdır

Malesef

Düşünülebilecek kadar
Büyüksün gözümde
Anlatılabilecek kadar
Güzel
Tereddüt edilmeyecek kadar
Mükemmel
Yanımda olabilecek kadar
Uygun
Ben ve sen, kadın, biz
Tek sorun da bu
Ben anlatırken bizi
Hala önce ben diyorum
Sen ve ben demek yerine
Ben ve sen...

1 Haziran 2012 Cuma

Farkında Olmak

Öyle bir duruyorum ki,durmalar içinde
Ancak bir gidemeyiş değil
Ancak bir duruş da yok içinde
Yalnızca duruyorum,
Yalnızca,duruyorum
Durmak hayat amacım gibisinden
Ama bir amaç olamayacak kadar durgun
Sonsuz gibi duruyorum
Hiç bir şey yapamadan adeta
Boş bir boş gibi
Durmayı yazabilecek kadar durmak hani
Tek kanıt ise yaşıyor olduğuma
Durmamın farkında olmam
Acı tarafı da o zaten
Yaşamayı hissedememeyip
Sadece farkında olmak

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Bittiyse,başlangıç

Bitiremiyorsan
O şeyi, umutsuzsun
Yaşayamıyorsan
O şeyi, bunalmışşın
Ama eğer başlayamıyorsan
O şeye yine
O zaman bitmişşin işte
Umutsuzluğunu,umut
Bunalımını heyecan geçirir
Ama bitmişliğini
Sadece bir başlangıç bitirebilir
Ki sahip olamadığın şey o'dur zaten 

Kusmuk

Ağzından çıkanı
Yutamıyorsan eğer
Ben ona aşk derim
Sen yine de
İğrenir,istemezsin
Ya aklındakiler,ya midendekiler
Çıkar ağzından
Ben onlara aşk derim
Sen yine de
Utanır,kaçarsın
Ağzından çıkan
Sen istemesen de
İçindekilerdir
Girdikleri hallerinden farklı
Ben ağzındakine değil
İçindekine aşk derim
Sen ağzını kapatır
Unutur gidersin

O kadarcık

Gözlerin pırıl pırıl
Cam gibiler
Baksam arkasını görürüm
Dirseklerinin bir amacı var sanki
Bana ulaşmaya çalışıyor
Ayak parmakların beni gösteriyor
Neden diyorum
İyi davranıyorsun bana bu kadar
Sonradan anlıyorum
Neden bir yerde gizli
Çünkü adını bile bilmiyorum

Sabır

Ortasını göremediğini
Köşelerden çekiştirmek
Kafasını görmediğin çocuğu
Doğurmak gibi
İşte erken çıkarırsan fikirleri kafandan
Ancak köşelerinden çekiştirirsin
Boşa olmasa da
Hareket edemezsin
Kürek çeksen de

Misafiriz

Bitmemiş güne
İsim koymak
Pişmemiş yemeğin
Tadına bakmaya benzer
Tek fark
Günün nasıl olacağını
Bilemezsin bitene dek
Yemeği daha önce
Yemişşindir bile
Ama sen bu hayatta ancak
Önüne koyulanı yiyebileceksin
Umduğun,yediğin olmayacak
Sadece bulduğunu yiyebileceksin
Çünkü sen bu hayatta
Sadece bir misafirsin

Ne isen,o idin

Geri dönerken
Gerideki gibiysen
O geri dönüştür ancak
Geri dönerken
Gerideki gibi değilsen
Geri dönmek zor olmasa gerek
O sadece yeni bir gidişin
Korkusudur
Belirsizliğinden ötürü

Atıf

Nazım mı olmak gerekir illa ki
Yaşadım diyebilmen için
O'nun anlattığı sincap gibi
Hayatta amaçların olabilir mi ki
Yaşamayı seçmek
Ve hatta körce sevmek gibi
Acı mı gerekir mesela
Ağlayabilmek için
Ve ya yaşamak mı gerekir
Yaşadım diyebilmen için
Nazım mı olmak gerekir
Yaşadım diyebilmeyi
Arzulayabilmek için
Yaşamak sadece ibaretken
Kaybetmekten...

Bile,bile bile

Tutku öyle bir zehirdir ki
İnsana göze aldırabilir
Zamanı yaşamadan geçmeyi
Öyle bir gündür ki o gün
Gelsin diye sabırsızlanırken
Korkabilirsin
Onsuz günlere bile
Uyanmaktan

5 Nisan 2012 Perşembe

Kaldıramazsın

Biliyorsun,farkındasın
Gitmen gereken yolun
Adını bile koyuvermişşin
Gideceğin yeri belirlemişşin
Ama yol öyle bir yol ki
Uçsuz bucaksız
Kilometrelerce yol
Kilolarca metre yol
Öyle bir yol ki ağır gelir
Taşıması da gitmesi de güç
Kilometrelerce yol
Kilolarca metre yol
Öyle bir yol ki
Hayat...

Onun Gibi

Bir acı peşinde yatıyorum
Yere paralel
Dönüp duruyorum
Hiç yol alamayarak
Ve yer çekimi
Yerin beni içine çekimi
Uçamıyorum
Doğal olarak sanki
Batmak kaderim gibi

Nedir?

Nasıl emin olabilir ki insan
Bir başkasının masumiyetinden
Masumiyet değişirken
Herkese göre
Hatta ne olduğu bile
Tam olarak bilinmiyorken
Ve hatta insan
Kendini bile tanımıyorken
Nedir mümkün kılan
Insanın başkasına güvenini?

Bu Bir Yarışma Değil

Aşkı arayan insanın
Adanmışlığı kutsaldır
Aşık olanın ise
Mutluluğu
Peki öyleyse
Aşkı bulamayan mı
Yalnızdır
Yoksa onu kaybeden mi

Tek Yol

Ne olduğunu
Anlamak gerekir
Yaşamadan önce duyguların
Ve onları anlamak
Ancak yokluklarıyla
Mümkün olur

24 Mart 2012 Cumartesi

Hayal

Gözlerini kapatıp hayallere daldığında
Güzellikleri kaçırırsın hayattaki
O yüzden bir kadını hayal etme
Çünkü kadınlar hayallerdeki kadar
Güzel değildirler hiçbir zaman
Çünkü onlar hayal edilebilecek
Kadar güzeldirler

Gecelerce

Gecelerce
Anlamlandırmaya çalıştım
Hayatı
Boş kaldı düşünceler
Sanki sakat doğdular
Sonra da fark etttim
Anlamlandırmam gerekirmiş
Önce kendimi

İhtimaller

Gerçek olabilme ihtimalini
Düşünebilmeyi
İsteyebilirsin hayallerinin
Ancak varken
Bu kadar ihtimal ortada
Kestirebilir misin
Hayallerin gerçekliğini

Tutsunlar Diye

Hayat
Tutmayacak bantların üzerine
Sadece tutsunlar diye
Yenilerini yapıştırmaktır
Ve aşk ise
İnadına
Tutamayacağını bildiğin bantları
Çıkarıp yerine
Tutmayacağını bildiğin
Başka bantlar yapıştırmaktır
Uyku ise
Açık yarayı
Bantsız iyileştirmek için
Kendi haline bırakmaya benzer
Zamanın kendisini
Zamana bırakmak gibi

Bırak Peşinden Gitmeyi

Öylesine çevreler ki
Hüzün insanı
Artık bırakıp
Nedenini düşünmeyi
Bununla öğrenmeye
Çabalarsın yaşamayı
Öylesine çevreler ki
Sağlayacak kadar bir ışık
Bile yoktur görmeni
Bırak peşinden gitmeyi

Öyle Gibi

Bırakılamayacak gibi
Bir yere de gitmeyecek gibi
Soğuk bir
Bar köşesinde oturmak gibi
Seni görmek gibi
Koklamak
Seni sevmek gibi

Aynı Benzer Ortaklık

Aynı yatak
Aynı ten
Ve aynı ben
Ancak
Nasıl denebilir ki
Buna aşk
Senin verdiğin nefesi
Ben almıyorken

Ancak ve ancak

Sorgulamaksa hayatı
Hayatın amacı
Yorulmaktansa
Amaç peşinde
Amaçsızca dolaş
Dönemeçlerinde hayatın
Çünkü amaçlarının
Artık kaderin olduğunu
Ancak dönebilecek
Bir dönemeç kalmadığında
Anlarsın

Uçsuzluk

Denemesi gerekiyorsa
Doğruları bulmak için insanın
Doğru şeyleri
Denemesi gerek
Ve doğru şeyleri denemek için
Doğru şeyleri denemeyi
Denemesi gerek
Zaten bu uçsuzluktur
İnsanı hayatta bezdiren

Zaten İşte Öyle

Bilmek yetmezse
Hataları görmeye
Onlara bakmayı dene
Bakmak yetmezse
Hataları görmeye
Onları yaşamayı dene
Yaşamak yetmezse
Hataları görmeye
O an ortasındasındır iste
Zaten en büyük hatanın

Sence

Gün ne zaman başlar sence
On ikiyi geçince mi saat
Yoksa güneş doğunca mı
Sence gün ne zaman başlar
Bugün bitince mi
Yoksa sen uyanınca mı
Emin ol ki
Sence nasıl başlarsa
Yeni gün
Bence aynı şekilde başlamayacak
Peki başlamamışken aynı güne
Ve yaşıyorken farklı günleri
Nasıl öngörebilirsin
Herkes için aynı geceyi

Belki

Aklında olmayanları
Kafana sokabilir
Güneş ışıklar ve rüzgarlar
Aşkı aramazsan
Yanlızca ayda ve yıldızlarda
Bir gün
O güneş ışıkları ikimiz için
Belki güneş bizim için de doğar

Sadece Sanırım

Az zaman çok hatıra
Seninle olmak güzelken
Sensiz olmak zor
Ve en kötü tarafı sanırım
Güzelliklerin bundan sonra lüks olacağı
Elinden ne gelir insanın
Gaddar insanoğlu yapmışken yolları
Ve ayırmışken
Şehirleri,kalpleri,sevdaları,tutkuları

O Zaman

Önce oturup
Nasıl olacağını düşünürsün
Sonra olunca
Nasıl olduğunu unutup
Olmuş olmasıyla mutlu olursun

Şaşırır Kalırsın Öyle

Hep sorgular,düşünürsün
Boğarsın kendini
Kararlar ve bilinmezlikler içinde
Sonra bir gün farkedersin
Ne olduğunu hayatın
Daha önce yaşamadığını anlarsın
Hayat bir gün
Karşına çıkar öyle
Etten kemikten bütün zayıflığı ile

Evet,istiyorum

İstiyorum
Karanlık bir odada
Kafamı duvara çarpıp ölmeyi
Biliyorum
Korkudan bunların hepsi
Kazalara bırakmak istemem
Kendimi öldürmekten korkmaktan
Ne olabilir ki başka
Ne şanşı vardır ki
Yaşamak istemeyen bir insanın
Ölmekten başka

Malesef

Kendini mutlu etmek
Güzeldir
Başasını mutlu etmek
Değerlidir
İkisini aynı anda yapabiliyorsan
Ki yaşamadan
Malesef anlatabilemem

Dene

Hayat sıkıyorsa bazen
Eğlenmek yerine
Hayatını değiştirmeye çalış
Bunalıyorsan bazen
Oyalanmak yerine
Denemeye çalış
Ve düşünüyorsan bazen
Boşvermek yerine
Kendini unut

İşte O Kadar

Alışmak ne kadar zorsa
Şaşırmak o kadar kolay
Kolay yollar ne kadar kısaysa
Mutluluk o kadar yakın
Ne kadar zorsa sana ulaşmak
İşte sen o kadar güzel

Eğer

Kendi inanmışşa insan
Kendi söylediği yalana bile
Doğrudur artık yalan
Ve seni doğru yapan
Sen değil
Benim sana inanmam

Madem ki

Bırakmıyorum seni
Seninle olmaksa,seninle olmak
Ben seni bırakmıyorum
Seninle olmaksa
Elinden tutmak
Dudağından öpmek
Bırakmıyorum seni
Dönünce sen benim ol diye,yine

Ta ki...

Gülerek uyudum yıllarca
Renkli rüyalar görme umuduyla
Hep inandım uykulara
Ta ki rüyaların beni
Aldattığını kavrayana

Bahtsız Kutup Ayısı

Bakınıyorum etrafıma
Hayatımın aşkını arıyorum
Ve ya aşkımın hayatını
Kalbimin atması
Aklımın çalışması için
Bir adanmışlık arıyorum
Ve biliyorum
Çölün ortasında
Bir çınar ağacı arıyorum
Sadece benim için orda olan sanki
Bir tek beni gölgesine alacak

Bulvar

Sıcak bir Ankara akşamı
Kuğuluda insanlar
Çocuklar,köpekler
Yüreğimde ince bir sevgi
Çıkartamıyor sigaranın dumanı
Dökülmüyor dilime
Yürümüyor düşünceler
Sıcak bir Ankara akşamı
Sanki içimde

Bu

Bu baş ağrısı
Dinlediğim şarkıdan mı
Bu baş ağrısı
Senden mi
Sensizlikten mi
Uykudan mı
Tansiyondan mı
Acıdan mı
Yoksa
Hayattan mı
Bu ebedi baş ağrısı

Ve Bahar Geldi

Beni dinlemek zor
Farkındayım
Sadece doğruları söylüyorum
Beni hatırlamak zor
Farkındayım
Neler kaçırdığını anlatıyorum
Benim gibisini aramak zor
Farkındayım küçük kız
Çünkü bana benzemek zor
Ben olmak zor
Sana değer verebilmek için
Önce ben olmalı mechul kurban
Bunları duymak zor
Farkındayım
Bir daha bu kadar sevilemeyeceğini
Anlamak da zor

Tam İçinde

Ter kokusu içinde
Dört duvara bakmak
Adım atmak güç
Üşümüş ayakların üzerinde
Dört duvara bakmak
Böyle kalmak güç
Boş boş aynaya bakmak
Güç sadece
Edinilmesi gereken bir düş

Acımasız İyilik

Hayat devam ediyor
Umutlar,nefretler,mutsuzluklara ragmen
Hayat devam ediyor
Yarına,güneşe ve bana rağmen
Hayat devam ediyor
İstemesem de,hattta inadına
Belki de en gerçek ve en acı tarafı da bu
Her şeye rağmen hayat devam ediyor

Peki öyleyse..?

Bugün ne kadar zorsa
Yarın daha zor olacak
Bugün ne hissettiysen
Yarın aynıları seninle olacak
O zaman
Yarın bugünden kötü olacaksa
Bugün ölmeye değer
Ve eğer
Yarın bugünden güzel olacaksa
Bugünü yaşamaya değmez

Çünkü

Aşık olacağın kadını seçemezsin
Ve aşık olmayı isteyemezsin
Sevgi,zaten küçük yaramaz bir çocuk
Mutluluğu ayarlayamazsın
Onu bazen hissedemezsin bile
Gözlerini kapatamazsın
Görmek istemediklerine karşı
Kulakların,onlar bir delikanlı gibi özgürler
Hayatını inşa edemezsin
Kafanda kurduğun gibi
Çünkü hiçbir zaman
Kim olduğunu farkedemeyeceksin

Alışılmamış gelenek

Dileklerini kurdelelere yazıp denize atan bir kızı hatırladım bu akşam
Hiçbir zaman okumadığım o dilekleri hatırladım
Asla anlatmadığı hayalleri kurdum
Ve bu akşam fark ettim ki
Lezzetliydi

Kapı

Bazen kollar iner sinirle,bazense tokmaklar döndürülür sevinçle ancak farkında olmadığımız,kapının bize hep bir yenilik getirdiğidir.Hayatta yegane detaylardan bir tanesi ''kapı'' belki de insanoğlunun en büyük medeniyet göstergesi. Farkında mıyız bize neler kazandırıyor kapı?Kapı ilk bakışta sınırlayıcı ve/ve ya bölücü gözükebilir ancak düşündüğünde insanoğlu farkedecektir ki kapı ''bizi'' ''biz'' yapar.Kapı iyidir,kapı büyülüdür,kapı meraklandırır.Düşünün en basitinden her gün kullandığımız metaforlardan bir tanesi olan ''pandora'nın kutusu'' bile bir kapı vesilesi ile açılır en azından öyle resmedilir.Kapı  ayrıştırıcıdır,kapı bireyselleştiricidir,kapı özelleştiricidir ve o siz ne isterseniz onu yaşamanızı sağlayabilir.Kapı sayesinde insan bazı şeylerden kaçar ve ya onlarla yüzleşir,kapı insanı insanla yalnız bırakarak kendiyle yüzleştirir,bir kapıdır her zaman çıplaklığınızı,kusurlarınızı ve ya mükemmelliğinizi saklamanızı sağlayan.Duygularınıza bile ket vurabilir kapı,ağlarken hıçkırıklarınızı,gülerken salyalarınızı saklar.Korunmasızken uykuda size güveni kapı verir,ailenizden/eşinizden uzak kalmak istediğinizde bile imdatınıza bir kapı yetişir.Hırsız bile çoğu zaman kapıyı aşmalıdır bir şeylere uzanmak için.Evinizin en sağlam yeridir kap,üzerindeki kirişin en sağlam olduğu.Kilidi vardır,anahtarı sadece sizde olan ,ne büyük özgürlük bir alanı sınırlandır ve sonra sadece sen ulaşabil...Kapı iyidir,size sahip olmak istediğinizi sunar ve bazen de arkasındakilerle size sadece görmek istediğinizi gösterir ve unutulmamalıdır ki her kapının ardında mutlak bir umut vardır ve o yüzdendir ki sahip olmadığından insan kalbinde ve beyninde bir kapıya saklaması mümkün değildir duyguları ve fikirleri ne kadar imkansız ve hayalperest olsalar da

Varlar...

Gözler var
İçinde kendimi bulamadığım
Bir kalp var
İçinde kendimi tutamadığım
Eller var
Sarsam da kavuşamadığım
Bir delik var
Anahtar elimde
Arkasından ışık süzülüyor
İnce ince
Bir serinlik arkada
Yine de açamadığım